1386- Ahmet kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bu bir cinayet mi?

Öncelikle cinayetin hukuki açıdan tanımını yapalım;                                                                                         Hukukta “cinayet”, bir insanın bilerek ve isteyerek (kasten) başka bir insanın ölümüne neden olması demektir.                                                                                                                                                                Yani bir kişi, bir başkasını öldürme kastıyla hareket ederse, bu durum cinayet suçu olarak adlandırılır. (5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) – Madde 81)

Peki bir eylemi cinayet sayabilmek için ne gereklidir? Bir eylemin “cinayet” sayılabilmesi için üç ana unsur gerekir: Maddi Unsur (Fiil), Manevi Unsur (Kast), Mağdurun Ölümü.

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre bir kişinin cezalandırılabilmesi için ortada bir fiil ya da yükümlülüğün ihlali olmalıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesi kasten öldürmeyi düzenler, ancak Ahmet Mehmet’i itmemiş, doğrudan öldürmemiştir. 83. maddeye göre ihmali davranışla öldürme de cezalandırılır, fakat bunun için kişinin yasal olarak yardım etme yükümlülüğü bulunmalıdır. Ahmet, Mehmet’in sorumlusu veya yakını olmadığı için bu maddeye de girmez. Buna rağmen 98. madde, yaşamı tehlikede olan birine yardım etmeyen kişiye ceza öngörür. Dolayısıyla Ahmet’in davranışı cinayet değil, ancak yardım etmeme suçu kapsamındadır.

Felsefi açıdan bakıldığında ise işler değişir. Immanuel Kant’ın ahlak felsefesine göre bir davranışın ahlaklı olabilmesi için; Sonucu iyi olduğu için değil, görev olduğu için yapılması gerekir. Yani “ahlaklılık”, çıkar veya duygu değil, ödev bilinciyle hareket etmektir. Kant “ Yalnızca, aynı zamanda evrensel bir yasa olmasını isteyebileceğin ilkeye göre davran.” der ve insanın en temel ödevi, başkalarının yaşamına saygı göstermek olduğunu belirtir. Bu durumda birinin ölümüne göz yummak ahlaki açıdan bir cinayettir.

Bir diğer filozof Jean-Paul Sartre’a göre insan eylemle olduğu kadar eylemsizlikle de sorumludur. Yani yapmamak da bir seçimdir ve insan yapmadığı eylemin sorumluluğunu da üstlenir. Ahmet eylemsizliği ile bir cinayet işlemiştir.

Sonuç olarak Ahmet’in davranışı hukuken suç değilken felsefi açıdan büyük bir insanlık suçudur.

Ben bu olayın bir cinayet olduğunu düşünüyorum. İnsanın vicdanı, değerleri ve ahlakı davranışlarının pusulası olmalıdır.

Yasalar insanın vicdanı ve ahlakıyla cezalandırmaz ama bazen vicdan ve ahlak yasalardan daha güçlü bir yargıç olabilir.

Ahmet’in Mehmet’i sevmemesi ve nedeni durumu değiştirmez.Nedeni ne olursa olsun ahlak ve insani değerlerden sapmanın bir açıklaması olamaz. Ahlaken insanların birbiri üzerinde taşıdığı sorumluluk her zaman davranışlarımızın haritasını çizmelidir.

İnsan olmanın gereği yalnızca bile isteye kötülük yapmamak değil şansı olan her anda iyiliği seçmektir.

Sadece kanunlara uymak insanı ahlaklı yapmaz bunların ötesinde vicdan ve insanların birbirini üzerindeki sorumluluğunun farkındalığıyla yaşamak gerekir. İnsanlık ancak bu bilinç ile varlığını sürdürebilir.

Adı Soyadı: Zeren Yüksek
Sınıf / No: 11/B – 1386

Yorumlar

Popüler Yayınlar