1552- Ahmet ve Mehmet Olayının Hukuki ve Ahlaki Değerlendirmesi
Ahmet’in, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görmesine rağmen onu uyarmaması olayı, hem hukuk hem de ahlak açısından dikkatle incelenmesi gereken bir durumdur. Bu olayda temel soru, Ahmet’in bu eylemsizliğinin — yani hiçbir şey yapmamasının — cinayet sayılıp sayılmayacağıdır. Türk Ceza Kanunu’nda suçların büyük çoğunluğu aktif bir davranışla, yani bir eylemle işlenir. Ancak bazı özel hallerde, bir kişinin hareketsiz kalması (ihmal) da suçun oluşmasına neden olabilir. Bu tür durumlara “ihmali davranışla işlenen suç” denir. Türk Ceza Kanunu’nun 83. maddesine göre, bir kimsenin kasten öldürme fiilini işlememekle birlikte, hukuken yükümlü olduğu bir hareketi yapmaması da öldürme suçu kapsamına girebilir. Ancak bu hükmün uygulanabilmesi için kişinin “garantör” konumunda olması gerekir. Garantör, bir başkasının hayatını veya sağlığını korumakla yükümlü olan kişidir. Örneğin bir annenin çocuğunu koruma yükümlülüğü, bir doktorun hastasına karşı sorumluluğu veya bir öğretmenin öğrencisine karşı gözetim yükümlülüğü vardır. Eğer bu kişiler görevlerini bilerek yerine getirmezse ve bu durum ölümle sonuçlanırsa, eylemsizlikleri cinayet sayılabilir.
Ahmet olayında, eğer Ahmet’in Mehmet’e karşı hukuken bir sorumluluğu yoksa — yani onun bakıcısı, rehberi veya sorumlu kişisi değilse — yaptığı şey ahlaken yanlış olsa da hukuken cinayet olarak değerlendirilmez. Çünkü hukuk, herkesin her tehlikeye müdahale etmesini zorunlu kılmaz. Bu durumda Ahmet’in davranışı “yardım etmeme” veya “vicdani duyarsızlık” olarak tanımlanabilir, ancak Türk Ceza Kanunu’na göre öldürme suçu kapsamına girmez.
Buna karşın, eğer Ahmet’in Mehmet’i koruma yükümlülüğü varsa — örneğin Ahmet, Mehmet’i o yöne yönlendirmiş ya da rehberlik etme görevini üstlenmişse — o zaman ihmali davranışla kasten öldürme suçu oluşur. Çünkü burada Ahmet’in eylemsizliği, doğrudan ölüm sonucuna neden olmuştur.
Ahlaki açıdan değerlendirildiğinde ise, Ahmet’in davranışı son derece etik dışıdır. İnsanlık değerleri, zor durumda olan bir kişiye yardım etmeyi gerektirir. Hukuk bu durumu
cezalandırmasa bile, vicdan ve toplum ahlakı böyle bir davranışı kesinlikle kabul etmez. Sonuç olarak, hukuken cinayet sayılmayabilir, ancak ahlaken büyük bir sorumluluk ve vicdani suç teşkil eder.
Adı Soyadı: Muhammet Tuncay Aydın
Sınıf / No: 11/B – 1552

Yorumlar
Yorum Gönder