1201- Felsefe Performans Ödevi: Akıl veya bilinç insan türü için bir yara mıdır yoksa nimet midir?



(Bu yazımda karışık argümanlar verip bir sonuca ulaşmak niyetinde olduğumu belirtmek isterim. Anlık olarak savunduğum net bir düşünce yok.)

Akıl insanı diğer canlılardan ayıran en önemli etkendir. Ancak aklın kullanılması gerek ahlaki gerekse toplumsal değerler açısından kişiler için farklılık gösterebilir. Örnek vermek gerekirse hırsızlık insanın aklını kullanarak yaptığı bir eylemdir. Bundan aldığı pişmanlık duygusu yada yara ise seçiminin sonucudur ancak bunu başka bir kavramla daha ifade edebiliriz, sorumluluk. İnsan doğru yerde doğru kararlar alırsa katlanacağı sorumluluk onun için bir yaraya dönüşmez. Ancak bu argümana ters bir şekilde bakarsak örneğin sınavına çok çalışmış biri oldu da sınavı geçememiş ise bu yara akıldan kaynaklı olabilir çünkü eylem sonucu doğal bir pişmanlık doğurur.

Her insanın bazen kedi, köpek, kuş, balık her ne ise karar verme becerisi bulunmayan canlılar gibi olmaya özendiği zamanlar olduğunu düşünüyorum. İnsan doğası gereği yaşamını devam ettirmeye çalışan bir varlıktır. Dolayısıyla yaş ilerledikçe (toplumsal yargılara göre belirtmek gerekirse) meslek sahibi olması, evlenmesi, çocuk sahibi olması gibi sorumluluklar (aslında tercihi meseleler olsa bile toplum dayatması diyebileceğim tarzda olaylar) alması gerekir. İnsanlar ise kaçmayı yani bilince sahip olmamayı seçerler. Peki ya akıllarını kullanıp sonucunda istediklerine sahip olan mutlu insanlar ,tabiki sürekli devam eden bir mutluluk söz konusu olmasada, akılları olmasından memnun olmuşlar mıdır veya bu çabalarına değmiş midir? İnsanın doğası gereği başka bir inancı ise her şeyin bir yaratıcısı olduğu yani ‘tanrı’ fikridir. İnançlı insanlar sahip olduklarına şükretmeyi tercih eder ve bunu doğru bulurlar ayrıca şükretmeyi en iyi bilenler ise ellerindekinin yokluğunu bilen kişilerdir. İnsan formunda olduğunuzu ancak bilincinizin olmadığını düşünün veya basitleştirmek gerekirse bu bilinci kaybedip akıl hastası olduğunuzu veya yakın çevrenizden birinin akli problemleri (sadece ruhsal değil beyin kaynaklı unutkanlık gibi hastalıklar kapsamında) olduğunu görünce aklınıza siz de şükretmiyor musunuz?

Arkadaşlarımla bu konu hakkında yaptığım konuşmada dikkatimi çeken başka bir düşünceyi örnek göstermek isterim: sarhoş bir insan aklını kullanamıyor ve doğru davranışlarda bulunamıyor bu onun için kötüdür, şeklindeydi.

Ayrıca insan olmanın en iyi ve en kötü noktasının aynı şey olduğunu ve bu şeyin ise ‘duyguları yaşamak’ olduğuna inanıyorum. İyi kötü her duyguyu deneyimleyebilmek , mutlu olmak, üzülmek, başka insanların yaşamlarına karşı duyulan ilgi (ki bu ilgi o kadar derindir ki gerçeklerle yetinmeyip kurgular yazacak kadar) hepsi aklımızın bir sonucudur. Aklın varlığında sevdikleri şeylerden zevk alır insanlar. Peki ya insan hiçbir şey sevmeyip yaşamı değersiz görüyorsa gibi bir düşünceye kapıldıysanız bile, hayatta her zaman deneyecek yeni şeylerin bulunduğunu kişi ne kadar acı çekiyorsa bile çözümünün veya tedavisinin akıl yoluyla bulunacağını belirtmek isterim. toparlamak gerekirse hayat ne kadar acı verici ve yaralayıcı olsada; yaşamamızdan, sevdiğimiz şeylerden, bu yazıyı yazmamdan ve sizin düşünmenizden akıl sorumludur. bu sebeple aklın insana verilen bir nimet olduğu düşüncesindeyim.


Adı Soyadı: Nazlı Su Arı

Sınıf / No: 11/B – 1201

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar