1372- TANRI VE İYİLİK
Acaba
bir şey, Tanrı istediği için mi iyidir, yoksa o, iyi olduğu için mi Tanrı
tarafından buyurulmuştur? Öncelikle bu sorunun derin ve felsefi bir soru
olmasından dolayı kesin bir cevap vermek pek mümkün değil. Ayrıca verilen her
iki cevap da bizi Tanrı’ nın kudreti ve bağımsızlığıyla alakalı bir çıkmaza
sokuyor ancak kendi düşüncelerimi olabildiğince aktarmaya çalışacağım. Öncelikle bir şey Tanrı istediği
için iyidir diyebiliriz. Bunun ilk nedeni dünyada binlerce din ve inanç olması.
Eğer milyarlarca insanın ortak olarak inandığı tek bir Tanrı olsaydı bu durumda
herkesin iyilik anlayışı aynı olurdu ve böylelikle iyilik kavramını doğrudan
Tanrı ile özdeşleştirebilirdik. Fakat bu farklı inançların insanların etik ve
iyi anlayışlarına büyük ölçüde etkisi olduğu için insanlar iyilik ve ahlakla
bağlantılı kavramları inandıkları dine göre belirliyor. Bu da aslında Tanrı’
nın bağımsız olduğunu ve iyiyle kötü kavramlarının bizim seviyemizin üstünde
olduğunu savunan bir görüş haline geliyor.
Ancak
diyelim ki bir şey iyi olduğu için Tanrı tarafından buyuruldu. Bu ihtimalde de
herkesin iyi ve kötü kavramları farklı olduğu için iyilik anlayışının farklı
bir Tanrı’ ya göre şekillendiğini ve inandığımız Tanrı tarafından buyurulmuş
şeyi iyiymiş gibi kabul ettiğimiz sonucuna varıyoruz. Ayrıca dünyada herkesin
iyilik anlayışı da Tanrı inancı gibi farklı olduğundan ya her şeyi iyi kabul
etmemiz ya da inanılan Tanrı’ nın yanlış olduğunu söylememiz gerekirdi. Yani burada da aslında dediğimiz şey bir şeyi
Tanrı buyurduğu için iyi kabul etmemize çıkıyor. Bu nedenle de herkesin iyi
anlayışı,
inandığı Tanrı’nın buyurduğu kurallara göre şekilleniyor.
Dünyada din değiştiren insanların olduğunu ve
din değiştirmenin hayatımızda değişikliğe götürdüğü ilk şeylerin iyi ve kötü
anlayışı olduğunu biliyoruz. Eğer bir şey iyi olduğu için Tanrı tarafından
buyurulduysa neden bir insan din değiştirip iyilik anlayışını değiştirir? Çünkü
iyilik, kötülük ve ahlak gibi kavramlar kişiden kişiye aynı zamanda inanca göre
şekillenen değişken şeylerdir.
Ne kadar
bir şey Tanrı emrettiği için iyi olmuş olmasa bile; o şeyin Tanrı tarafından
buyurulduğu için iyi olduğunu söylemek de bizi çıkmaza sokan bir diğer görüşe
dönüşüyor. Ayrıca verilen öneriler tek tanrılı dinleri de zamanla çelişkiye sokmuş
ve dinler de bu soruları kendilerine göre yorumlamıştır. Bu ikilem üzerine
yapılan tartışmalar sonuç vermeyeceği ve kesin bir görüşe ulaşılamayacağı için
alternatif bir görüş daha ortaya çıkmıştır. Bu da: “Bir şey Tanrı emrettiği için
iyidir. Ancak Tanrı doğası gereği kötü emir veremez.” şeklinde daha
ılımlı bir düşünce ortaya koyar. Ancak tüm bu felsefi tartışmalara rağmen sonuç
net çıkmayacaktır.
Sonuç
olarak, Tanrı ve iyilik arasındaki ilişki hakkında geliştirilen her düşünce,
Tanrı anlayışına bağlı olarak farklılık gösteriyor. Ancak şu söylenebilir ki,
ister iyilik Tanrı’nın buyruğundan kaynaklansın ister Tanrı iyiliği kendi
doğası gereği emretsin, her iki durumda da insanın ahlaki yöneliminde Tanrı
kavramı belirleyici bir rol oynamaya devam eder. Bu nedenle önemli olan, iyiliği
soyut bir kavram olarak değil, insanın hem Tanrı’ya hem de insana karşı
sorumluluk bilinciyle şekillendirdiği bir yaşam ilkesi olarak görebilmektir.
Böylelikle iyilik, yalnızca Tanrı’nın buyruğuna uymak değil, aynı zamanda
evrensel bir adalet ve merhamet anlayışını yaşama geçirme çabası hâline gelir.
Adı Soyadı: Yaren Mutlu
Sınıf / No: 11/B – 1372

Yorumlar
Yorum Gönder