252- TANRI ve İYİLİK KAVRAMI
İnanç, insanların varoluşundan itibaren
süregelen konulardan biridir. Uzun yıllardan beri insan, mitolojik sembollerle,
kendi yüklediği anlamlarla, düşünerek tahminlerde bulunarak “tanrıyı” ve
“hayatın anlamını” sembolize etmeye çalışmıştır. Bazı toplumlar tanrının güneş
olduğunu düşünmüş, bazıları tanrılarını kendi elleriyle yaptığı putların
olduğunu düşünüp onlara tapmış, bazı toplumlar da tanrının göklerde yaşadığını düşünmüştür.
Bununla birlikte insanlar “iyiyi” ve “kötüyü” anlamlandırmaya çalışmış ve
birtakım ahlak yasaları ortaya koymuşlardır. Bu konu aklımıza şu soruyu
getirir: Acaba bir şey, Tanrı istediği için mi iyidir, yoksa o, iyi olduğu için
mi Tanrı tarafından buyurulmuştur?
Bu soruyu
cevaplamadan önce “tanrı” kavramı hakkında fikir sahibi olmamız gerekmektedir. Örneğin,
Aristoteles’in tanrı kavramına göre Tanrı, bütün varlıkların gaye nedenidir,
yani her şeyi yaratandır. Öztürkler’e göre tanrı birden fazladır ve hepsinin
amacı farklıdır. Biz bu soruya cevap vermek için tanrıyı en genel kavramıyla
ele alırsak Tanrı, her şeye gücü yeten ve her şeyi yaratandır.
İyinin ne
olduğuna dair çok farklı fikirler doğmuştur, sofistlere göre iyi veyahut doğru
diye bir şey yoktur, her şey görecelidir ve insan beyni bunu algılayabilecek
güce sahip değildir. Sokrates’e göre ise iyilik düşünerek ve sorgulayarak
bulabileceğimiz bir kavramdır. Peki, tanrı her şeyi yaratan bir varlıksa,
evreni yaratacak ve yok edecek gücü varsa iyiliği yaratmamış mıdır?
Eğer
tanrıyı her şeyi yaratan varlık olarak ele alırsak iyiliği de istediğini ve
yarattığını varsayarız. Öyleyse iyilik zaten vardır ve insanoğlu bunu keşfetmiştir.
Bu durumda iyilik, tanrı istediği için yaratılmıştır ve iyiliğin ölçüsü
tanrının iradesidir. Tanrı neyi buyurduysa o insan için iyi olandır. Tanrı iyi,
etik olan her kavramla içseldir. Bir şeyin iyi veya kötü olması tanrının
emirlerinin bir sonucudur. Ancak bu durumda aklımızda şu soru belirir, acaba
tanrı zalimliği, kötülüğü emretmiş olsaydı bu da mı iyi olurdu? İşte burada
tanrının otoritesi olan ahlak kavramı ortaya çıkar. Eğer bir insan erdemliyse
ahlaklı davranarak iyiyi seçmektedir. Bu da ahlak kavramına göreceliliği kazandırır.
Bu görecelilik doğrultusunda farklı filozofların farklı ahlak anlayışları vardır.
Örnek verecek olursak Platon, bir şeyin iyi olup olamamasını “İyi ideasına
uygun olup olmadığına bağlıyor. Kant’a göre ahlaki eylemin amacı mutluluk değil,
”ödev” olmalıdır. Ödev, iyiyi istemedir ve bu niyetin gerçekleşip
gerçekleşmemesi önemli değildir.
Eğer iyilik
tanrının iradesinden bağımsızsa o zaman tanrı da iyiyi seçer ve ona uygun
davranır, yaratır ,emirler verir. Bu şekilde düşünürsek tanrı aklımıza iyiyi ve
kötüyü ayırt edebilmemize yardımcı olan “vicdan” kavramını yaratmış ve bu
şekilde iyiyi insanların bulmasına vesile olmuştur. Aslında tanrı insanlara
“iyiliği ”bulması için vicdanı yaratmışsa, dolaylı olarak yine iyiliği
kendisinin yarattığı söylenebilir.
Sonuç olarak konuyu biraz irdelediğimizde Tanrının bir şeyi istediği, yarattığı için iyi olduğu sonucuna varırız. Eğer tanrıyı genel anlamıyla her şeyin yaratıcısı olarak ele alırsak, tanrının iyilikle hep bir bağlantısı olduğunu ve bunu gerek dolaylı yollarla gerekse bariz şekillerde bize gösterdiğini görebiliriz.
Adı Soyadı: Ayça Vildan Balcı
Sınıf / No: 11/B – 252

Yorumlar
Yorum Gönder