1215 - “Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar…”
Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar...” sözü, insanın sandığından çok daha az “yalnız” bir varlık olduğunu hatırlatır. Birey, kendisini çoğu zaman özgür, bağımsız ve kendi kaderinin tek yazarı olarak düşünmeye eğilimlidir. Oysa doğduğu an, onu kuşatan dil, değerler, korkular, umutlar ve çatışmalar çoktan yazılmaya başlanmıştır. İnsan, bu metnin içine düşer; kendi cümlelerini kurarken bile başkalarının kelimelerini kullanır.
Bu durum bireyselliği ortadan kaldırmaz, fakat onu bağlama yerleştirir. Seçimlerimiz, yalnızca iç dünyamızın ürünü değil, çağımızın bize sunduğu imkânların ve dayattığı sınırların da sonucudur. Bir dönemde cesaret sayılan bir davranış, başka bir çağda sıradan olabilir; bir çağın “normal”i, bir başkası için kabul edilemezdir. İnsan farkında olsun ya da olmasın, çağının ruhunu solur. Düşünme biçimi, kaygıları, hayalleri ve hatta sessizlikleri bile bu ruhla şekillenir.
Belki de bu sözün en çarpıcı yanı, sorumluluğu bireyin omuzlarına geri bırakmasıdır. Eğer biz yalnız kendi hayatımızı değil, çağımızın hayatını da yaşıyorsak, o hâlde eylemlerimiz yalnız bizi değil, başkalarını ve geleceği de etkiler. Kendi iç dünyamıza çekilmek mümkün olabilir, fakat çağdan bütünüyle kaçmak imkânsızdır. Bu yüzden insan olmak, yalnızca kendini gerçekleştirme çabası değil, aynı zamanda içinde yaşadığı zamanı anlamaya, sorgulamaya ve gerekirse dönüştürmeye cesaret etmektir.
Adı Soyadı: Nehir Taşsın
Sınıf / No: 11/B – 1215


Yorumlar
Yorum Gönder